Eylül-Ekim Umre Turları
Umre Turlarında 21.yıl

Say - İki Tepede Arayış

İki Tepede Arayış: Sây’ın Sırrı

"Bir gönül yürüyüşüdür Sây;
Dışta adım, içte yakarış..."

Safa’dan Merve’ye, Merve’den Safa’ya,
bir annenin telaşında bir ümmetin duası saklıdır.
Hz. Hacer’in ayak izlerinde bir aşkın, bir teslimiyetin ve bir arayışın haritası çizilmiştir.
Yalnız bir kadının çırpınışında, binlerce kalbin secdeye dönüşü vardır.

Sây, sadece yedi geliş-gidiş değil, bir hâlden hâle geçiştir.
Safa, vuslat umududur; Merve, sabırla yoğrulmuş teslimiyettir.
Her adımda bir kapı aralanır içimize, her adımda biraz daha bırakırız nefsin bulanıklığını…

Sây, gönlün Rabbine doğru koşuşudur.
Zemzem henüz akmamışken umutsuzluk susamıştı yüreğe,
ve Hz. Hacer, o susuzlukta Rıza’ya susamıştı belki de…

Oysa Allah, kulun en çok çaresizliğinde tecelli eder.
Sây’da bu yüzden bir nida yankılanır içimizde:
"Koş! Arama, razı ol!
Ama yine de koş!"

Hz. Hacer koşarken arzular değil, teslimiyet sürüklüyordu onu…
Ve şimdi biz, her Sây’da onun o aşk dolu tevekkülünü yeniden giyeriz üzerimize…

Tasavvuf ehline göre, Sây, nefsin iki dağı arasında gidip-gelen bir ruh terapisidir.
Safa, başlangıçta duyulan aşk; Merve, sona ermiş bir farkındalık…
İkisinin arası, kalbin doğum sancısıdır.

"Ey Yolcu!
Dışta yürürken içini unutma!
Hz. Hacer gibi ara, ama ararken Yaratan’ı bul!"

Sây, sadece bir ritüel değil, ilahi bir aşkın, sabrın ve arayışın simsiyah toprağa kazınmış hikâyesidir.
Hz. Hacer’in susuzluğuna, bizim içimizdeki sonsuzluk susamıştır…

Dr. Özer Akpınar
Araştırmacı-Tarihçi

Diğer Başlıklar