Ravza 7

Ravza – 7
“Yeşil Kubbenin Gölgesinde”
(Sessizce eğilen gönüllerin mekânı)
Medine’ye vardığında önce kalbin susar...
Çünkü gözlerin ufukta yeşil bir kubbeye takılır.
O kubbe ki, sadece bir yapı değil;
bir ümmetin gözyaşlarıyla yükselmiş duasıdır.
Yeşil Kubbenin gölgesinde durmak,
dünyaya ait ne varsa ardında bırakmak gibidir.
Bir adım daha atmaya çekinirsin,
çünkü orada her taş, her esinti, O’ndan (S.A.V) iz taşır.
“Kubbenin Gölgesi, Gönlün Gölgesi”
Yeşil Kubbe...
Bir sevdanın, bir hasretin, bir sadakatin gölgesidir.
O gölgenin altına girince; ne makam kalır, ne benlik...
Sadece bir “ümmet” olmanın
ve O’nun duasında anılmış olmanın mahcubiyeti sarar ruhunu.
Sen susarsın, ama o gölge konuşur:
“İşte burası, seni gözyaşlarınla kabul eden huzurdur.”
“Gönül Gölgesi, Kubbenin Altında Eğilir”
Yeşil Kubbenin altında, insan sadece gölgelenmek için durmaz...
Orada gölgelendiği şey aslında bir rahmettir.
Yüzyıllar öncesinden sana ulaşan
Efendimiz’in (S.A.V) tebessümüdür, duasıdır, emaneti ve emridir.
Burası, kalplerin eğildiği yerdir.
Burası, aşkın mimariye dönüştüğü andır...
O yüzden bu gölgeye adım atan her yürek
içinde bir sarsıntı hisseder.
Çünkü orası yalnızca taş değil;
Resûlullah’ın sevgisiyle yoğrulmuş bir izdir.
“Kubbenin Gölgesinden Geçenler”
Yeşil Kubbenin gölgesinden geçen herkes bir yön bulur kendine...
Kimi gözyaşıyla arınır,
kimi duasına kalbini koyar,
kimi sadece susar...
Ama hepsi bilir ki, o gölge bu dünyada cennetten bir izdir.
Ve gölgesine giren, kalbini orada bırakmadan dönemez.
Özer Akpınar
Araştırmacı – Tarihçi
Diğer Başlıklar