Eylül-Ekim Umre Turları
Umre Turlarında 21.yıl

Müzdelife - Vuslat

Müzdelife
Gecenin Göğsünde Saklı Vuslat

"Dur, yürümek sabır ister;
Beklemekse teslimiyet...
Müzdelife’de yürüyen, önce durmayı öğrenir."

Geceyle buluşmak; vuslatın önce son eşiği.
Müzdelife, kelime olarak "yaklaşmak" kökünden gelir.
Bu yaklaşma, Hac yolculuğunun ruhsal bir merkezine işaret eder.
Arafat’ta gözyaşlarıyla yapılan yakarışlar, burada bir iç sükûnete dönüşür.
Tavaf’ın dönüşünden, Say’ın çabasından sonra, Arafat’ta aşk ile çağlayan gönül, şimdi
Müzdelife’de suskunlukla kemale erer.

Bu gece, ne geçmişin ağırlığına ne de geleceğin belirsizliğine tutulur.
Sadece şimdi vardır.
Ve o şimdi, Allah’a en yakın andır.
Tasavvufi anlayışta Müzdelife, **"Bekleyiş Makamı"**dır.
Bu bekleyiş, pasif bir duruş değildir; bilakis, kalbin Rabbinin huzurunda edep üzere durmasıdır.
Beden yere serilmiştir; ama ruh semaya kanatlanmıştır.


Toprakta Geceleme; Faniliği Kucaklamak

Müzdelife’de gecelemek, yerin üstünde değil, yere serilerek olur.
Bu sadece bir ibadet şekli değildir; aynı zamanda nefsi yere indirme, benliği toprağa mahkûm etme tecrübesidir.
Toprakta yatmak, Hz. Âdem’i hatırlamaktır; bedenin özüne dönmesidir.
Hz. Ali’nin o derin sözü yankılanır gecede:
"İnsan iki defa ağlar; bir topraktan geldiğinde, bir de toprağa dönerken..."

Burada yere yatan her beden, özünü hatırlar; kibir diz çöker, nefis susar.
Karanlık karanlığı örter ama ruhun nuru bu gecede parlar.
Mürid için bu, "Fenâ Fillah" öncesi bir teslimiyet provasıdır.


Müzdelife’de Vakfe: Zamanın Ötesine Bir Duruluş

Müzdelife’de vakfe yapmak, görünürde sadece bir bekleyiştir; ama hakikatte bu,
kalbin saflaşması için kâinatla eş zamanlı bir hizaya gelmedir.
Tasavvuf ehline göre vakfe, Allah’ın zaman ve mekândan münezzeh huzurunda, mahlûkun susarak hazır oluşudur.

Arafat’ta dile gelen dua, burada sessizliğe bürünür.
Artık söz bitmiş, idrak başlamıştır.
Bu hâl, sûfîlerin "Sükût Makamı" dediği hâldir.
Çünkü… "Söz kalbin dışıdır, sükût ise içidir."

Bu nedenle Müzdelife, dışta bekleyiş gibi görünse de içte bir uyanıştır.
Zaman durmaz; ama kul zamandan çıkmayı öğrenir.
Anın içine düşmek, ezel ile ebed arasındaki o sırlı boşluğa temas etmektir.


Müzdelife: Taşların Toplandığı Yer

Müzdelife aynı zamanda taşların toplandığı yerdir.
Bu taşlar yalnızca Mina’daki sembolik atışlar için değildir.
Her biri, benlikten koparılan bir parçayı, iç dünyadan arınmak için dışa yansıyan bir tecelliyi temsil eder.

Sûfîye göre taş, nefsin tezahür etmiş yönlerini temsil eder:
Kibir, öfke, şehvet, riya, haset…
Hacı, bu taşları yerden alırken aslında kendi iç dünyasını tek tek toplar.
Onları sonra şeytana değil, kendi nefsine atacaktır.
Çünkü "şeytan" çoğu zaman dışta değil, içtedir.

Yunus Emre’nin diliyle:
"Bir ben vardır bende, benden içeri..."

Bu taşlar, o içteki **"Ben"**i delip geçmek için toplanır.
Müzdelife’de taş toplayan, aslında kendi gölgesini taşır yüreğinde…


İçsel Kurbanın Hazırlık Gecesi

Müzdelife gecesi, içsel bir kurbanın hazırlık gecesidir.
Hacı, sabaha doğru Mina’ya yürüyerek, şeytanı taşlayacak ve kurban kesecektir.
Ancak bu kesilen sadece bir hayvan değildir.
Hakiki kurban; kendi içindeki putlar, tutkular, aşırılıklar, benliktir.
Bu gece, o içsel kurbanın niyaz gecesidir.
Sûfîler bu duruma "Nefs-i Emmare’yi kurban etmek" derler.

O yüzden Müzdelife, sembolize edilen ilk iç cihadın sahnesidir.
Kurban, taş, gece ve toprak… hepsi, bir içsel haritanın işaretleridir.
Müzdelife bir yer değil, bir hâl’dir.

Belki de en önemlisi budur:
Müzdelife yalnızca Mekke ile Mina arasında sıkışmış bir gece menzili değildir.
O, her kulun hayatında uğradığı, durduğu, düşündüğü bir iç menzildir.
Bazen bir gecede olur, bazen bir ömür sürer.
Kimi zaman insanın kaybolduğu, kimi zaman bulunduğu yerdir.
Her ârif, yolculuğunun bir vakfesinde mutlaka kendi Müzdelifesiyle yüzleşir.

Ve orada şunu öğrenir:
"Yürümek, durmayı bilene vuslat olur."

Müzdelife, karanlıkta nur arayanların yurdudur;
kalbin gecesinde yanan kandildir.
Orada yatan kul, bir olarak yükselir.
Çünkü Rabb’e yaklaşmanın ilk adımı, benlikten uzaklaşmaktır…

Dr. Özer Akpınar
Araştırmacı-Tarihçi

Diğer Başlıklar