Arafat: Kalbin Secdesi

Arafat: Kalbin Secdesi
Arafat’ta Unutulan Hatıra
Bir dağ değil bu, bir sırdır.
Taş değil, vakıf...
Toprağına secde edenlerin iziyle dolu bir hatırlayış yeri,
İlk vakit sen vardın burada,
Henüz annenden doğmamıştın,
Henüz nefsin adı konmamıştı,
Henüz "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" denmişti sana.
Ve sen,
"Beli" dedin
Bir gül gibi...
Şimdi o gülü bulmaya geldin,
Yol Arafat’tan geçer.
Vakfe; kalbin durduğu andır.
Durmaktır dedikleri bu değil,
Bu bir içe yürüyüştür.
Ayak sabit,
Ama gönül mahşerde...
Zamanın alnı kırışır burada,
Saatler secdeye varır,
Ve insan ilk defa
Kendine ait bir hiçlikte
Rabbiyle karşılaşır.
Sükut en çok burada konuşur,
Ve en çok burada
Gözyaşı kelam olur.
Elest’in yankısı;
Bir nida düşer kalbine:
"Ben sizin Rabbiniz değil miyim?"
Sana değil,
Senin unuttuğun sana sorulur.
Ve sen,
Bir damla terle
Bin yıllık sessizliğini
"Evet" diye haykırırsın yeniden.
Çünkü Arafat,
Unutulmuş cevabın hatırlandığı yerdir.
— Dr. Özer Akpınar
Araştırmacı / Tarihçi