Tavaf: Kalbin Merkezine Dönen Yolculuk
Tavaf: Kalbin Merkezine Dönen Yolculuk
"O zaman biz de, her şey gibi dönüyoruz."
Tavaf, sadece Kâbe’nin etrafında dönülen yedi daire değildir.
O, kalbin merkezi etrafında dönen bir aşk yolculuğudur.
İnsan bedenle döner, ama aslında ruhunu merkeze sabitlemeye çalışır.
Her adımda dünya biraz daha geride kalır,
Her dönüşte nefs biraz daha çözülür.
Tavaf:
Bir hatırlayış,
Bir teslimiyet
Ve bir vuslat niyazıdır.
▫️ Tavafın Manevi Derinliği
Tavaf, kelime olarak "bir şeyin etrafında dönmek" demektir.
Hac ve Umre ibadetinin en sembolik ve en yoğun maneviyat taşıyan unsurudur.
Kâbe’nin etrafında dönen milyonlarca insan, aslında dönen kâinatla aynı ahenge katılır.
Göklerde meleklerin “Beytü’l-Mâmur” etrafında yaptığı tavaf,
yeryüzünde insanın Kâbe etrafındaki tavafına yansır.
Bu kozmik bir zikirdir.
Tavafın yedi kez yapılması rastgele değildir.
Yedi: semavatın, nefis mertebelerinin, göğün katmanlarının sayısıdır.
Her şavt, insanın ruhsal bir mertebeyi aşmasıdır.
İlk şavtta beden gelir, sonuncuda kalp teslim olur.
▫️ Tasavvufi Anlamda Tavaf
Kalbin Kâbe’ye dönmesidir.
Tasavvufta tavaf, “merkeze yönelme”,
“nefsin dairesinden ruhun hakikatine geçiş” olarak yorumlanır.
Kâbe, Allah’ın evi değil;
O’nun emriyle yeryüzünde sembol bulan merkezidir.
Tavaf, kalbindeki Kâbe’ye dönmektir.
Mevlânâ’nın semâsı gibi…
Dönmek bir seyr-i sülûktur.
Kollar açık, dünya geride, merkezde sadece Aşk...
Tavaf eden insan, her adımda bir “BEN”ini bırakır.
Çünkü bilir ki:
“Ben ortadaysa, Kâbe’ye yer kalmaz.”
▫️ Dıştan Dönüş – İçte Yürüyüş
Tavaf, bedenin dışta döndüğü, ruhun içte yürüdüğü bir ibadettir.
Göz Kâbe’ye bakar, ama gönül Allah’ı arar.
Kalabalığın içinde yalnızca O’na yönelen bir haldir.
O kalabalıkta herkes yalnızdır.
Çünkü herkes kendi arayışında,
Kendi Kâbe’sinin önünde durmaktadır.
Hz. Ömer (r.a), Hacerü’l-Esved’e şöyle der:
“Sen bir taşsın. Eğer Resûlullah seni öpmeseydi, ben de seni öpmezdim.”
İşte bu farkındalıkla yapılan tavaf, taşa değil, taayyüne yönelir.
Görünenin ardındaki görünmeyene ulaşmak ister.
▫️ Yedi Dönüş – Yedi Nefis Mertebesi
Tasavvuf erbabı, tavafın yedi şavtını nefsin yedi terbiyesine benzetir:
-
Nefs-i Emmare: Şehvet ve gaflet hâli
-
Nefs-i Levvâme: Pişmanlık ve iç sorgu
-
Nefs-i Mülhimme: İlham ve yöneliş
-
Nefs-i Mutmainne: Sükûn ve itminan
-
Nefs-i Râziye: Razı olma hâli
-
Nefs-i Mardiyye: Allah’ın razı olduğu hâl
-
Nefs-i Kâmile: Kemal ve teslimiyet
Her dönüşte insan bu mertebelerden birine yaklaşır.
Yedi kez döner, ama asıl dönüş içte olur.
Çünkü artık:
“Merkez nefs değil, Allah’tır.”
▫️ Tavafın Sessiz Zikri
Tavaf, sessiz bir zikirdir.
Herkes içinden okur dualarını.
Kelimeler bazen dökülmez dile,
Ama kalbin niyeti semaya çıkar.
Tavaf eden insan en çok şunu sorar:
“Kimim ben? Nereden geldim? Kime aidim?”
“Dön ey kalbim, dönersin ki
Merkezde yalnız O kalsın...”
▫️ Hacerü’l-Esved ve Başlangıç Noktası
Tavafın başlangıcı Hacerü’l-Esved’dir.
Cennetten gelen bir nişanedir.
Her tavaf oradan başlar.
Oraya selam verilir.
Bu, kulluğun başladığı yerdir.
Tasavvufi olarak:
“Hacerü’l-Esved, aşkın mührüdür.”
Yolun sonunda âşık, kalbini oraya bırakmak ister.
“Ey siyah taş!
Ben de simsiyah nefsimle geldim.
Ama belki senin dokunduğun kalbim,
Yeniden göğe açılır…”
▫️ Tavaf, Daire ve Sonsuzluk
Tavaf bir dairedir.
Dairede ne başlangıç vardır, ne de son.
Bu sonsuzluğu temsil eder.
Tıpkı Allah’ın isimleri gibi… Ahadiyet gibi…
Tavaf ederken zaman durur.
Sadece “şimdi” kalır.
Allah’a en yakın olan an...
▫️ Kâbe’de Dönmek, Kalpte Durmaktır.
Tavaf, Hakk’a doğru ruhsal bir yöneliştir.
Dıştaki yürüyüş, içteki arayışla birleşir.
Taşlar arasında değil, sırlar arasında dolaşılır.
Niyetin duruluğu, yönelişin samimiyetiyle;
Her dönüş bir secdeye,
Her adım bir zikre dönüşür.
Çünkü:
Kâbe taş değildir.
Kâbe, Kalptir.
Ve tavaf eden her kul,
Kendi kalbine döner.
Dr. Özer Akpınar
Araştırmacı – Tarihçi