Eylül-Ekim Umre Turları
Umre Turlarında 21.yıl

Nur Dağı 2

Nur Dağı: 2
Sessizliğin Kalbinde Doğan Nur

İnsanlığın arayışı uzun bir yolculuktur… Kimi şehirlerde, kimi çölde, kimi dağın başında bulur
hakikatin sesini, ve bazen bir dağ susar da, içindeki mağara konuşur… Nur Dağı işte böyle bir
sırra kapıdır.

Mekke’nin gürültüsünden uzak, zamanın sesini dindiren bir tecelli noktasıdır Nur Dağı.
Hz. Muhammed (S.A.V), kalabalıklar içinde yalnızlığı tanımış, bu yalnızlıkta Rabbini aramış
ve O’nu bu dağın sükûtunda bulmuştur.

Hira Mağarası, dağın kalbinde atan bir nabız gibi… Her sessizlikte, sonsuzluğun yankısıdır orada.


İnziva; Kulun Kendine Dönüşü

Tasavvufta halvet, dünya seslerinden uzaklaşmak, iç sese yaklaşmaktır.
İnziva, dış dünyanın perdelediği iç hakikatin tekrar hatırlanmasıdır.
Nur Dağı, Efendimiz’in (S.A.V) bu halvete çekildiği, içe doğan vahyin ilk pınarıdır.

Orada ne bir saray, ne bir şehir, ne de bir insan vardı…
Sadece dağ, taş, gece ve secdeye kapanmış bir kalp…
İnsanın fıtratıyla baş başa kaldığı bu tefekkür anlarında nübüvvetin tohumu yeşerdi…


Hira; Vahyin Eşiği

Gece inerken dağa, karanlık değil Nur sarardı onu…
Cebrail’in sesiyle ilk defa "Oku" emrini duyan Resûl, insanlığın okuyuşunu başlattı.
Nur Dağı’nın zirvesinden inen bu ses, artık çağları aşan bir çağrıdır.

İlk vahiy orada indi çünkü orası bir arınma mekânıydı…
Her peygamberin, her ârifin, her hakikat yolcusunun geçmesi gereken bir eşik,
kendini unutmak için kendine çekilmek…


Kalbin Zirvesi

Nur Dağı sadece bir coğrafya değil, kalpte yükselen bir anlamdır.
Her insanın içinde bir Nur Dağı vardır… Sessiz, sade ama hakikate açık…
Ve her gönül, bir gün oraya tırmanmalı; orada Sessizliğin Kur’an’a dönüştüğü o anı yaşamalı.

Tasavvufi yolculukta bu dağ, fenâdan bekâya geçişi simgeler:
Kendinden geçerek Hak’ta var olmak…
Hz. Peygamber’in (S.A.V) Hira’da aldığı ilk nefes, bizim de manevi dirilişimize işarettir.

Bir gölge, bir ses, bir Nur…
Nur Dağı’nın taşı toprağı şahitlik etti.
Bir ümmetin seçilmişi burada ağladı…
Bir elçi burada sustu ve “Rab” konuştu…

O halde ey gönül yolcusu, dünyanın gürültüsünden kaçar gibi değil,
hakikatin sessizliğine yaklaşmak için Nur Dağı’na
Orada taş bile dua eder, gece bile secdeye varır.
Çünkü o dağ, vahyin ilk yankısını hâlâ kalbinde taşır…

Dr. Özer Akpınar
Araştırmacı-Tarihçi

Diğer Başlıklar